Cündüp -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i vefat etmeden beş gün önce şöyle buyurd...
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisinin Allah Teâlâ katındaki mertebesini haber vermiştir. Bu da sevgi derecelerinin en üstüdür. İbrahim -aleyhi...
Ebu'l-Heyyâc el-Esedî'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Bana, Ali b. Ebî Tâlip şöyle dedi: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in b...
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabını, sureti olsun ya da olmasın canlı sureti olan herhangi bir «heykeli» izale etmeden veya yok etmeden gelmem...
Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Uğursuzluğa inanmak şirk...
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- duyulan ya da görülen; kuşlar, hayvanlar, engelliler, sayılar, günler veya başka herhangi bir şeyde...
İmrân b. Husayn -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Kim bir şeyde uğursuzluk olduğun...
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ümmetinden bazı amellerde bulunanları “O bizden değildir” diyerek tehdit etmiştir. Bu amellerden bazıları şunlardır...
Enes b. Mâlik -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle söylediğini işittim: «Hastalı...
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- İslamiyet öncesi Cahiliye Dönemi'nde hastalığın bulaşıcılığı konusunda insanların Allah'ın takdiri o...

Cündüp -radıyallahu anh-'tan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i vefat etmeden beş gün önce şöyle buyurduğunu işittim: «Aranızda kardeşlerim ve arkadaşlarım vardı ve aranızdan benim için bir halil bulunmadığını Allah’ın huzurunda bildiriyorum. Çünkü yüce Allah İbrahim’i halil edindiği gibi, beni de halil edindi ve eğer ben ümmetimden bir halil edinecek olsaydım, hiç şüphesiz Ebu Bekir’i halil edinirdim. Şunu bilin ki sizden öncekiler nebilerinin ve aralarındaki salih kimselerin kabirlerini mescit edindiler. Dikkat edin sakın! Kabirleri mescit edinmeyin! Ben sizlere bunu yasaklıyorum!»

Ebu'l-Heyyâc el-Esedî'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Bana, Ali b. Ebî Tâlip şöyle dedi: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in beni gönderdiği şey üzerine seni göndereyim mi? Yok etmediğin bir heykel, düzeltmediğin yüksek bir kabir bırakma.

Abdullah b. Mes'ud -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Uğursuzluğa inanmak şirktir, uğursuzluğa inanmak şirktir, uğursuzluğa inanmak şirktir. Bizden (istemeden kalbine uğursuzluk vehmi gelip de içinde bazı şeylere karşı nefret duyandan) başka, hiç kimsede bu olmasın. Fakat Allah, onu/uğursuzluğu tevekkülle giderir.»

İmrân b. Husayn -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Kim bir şeyde uğursuzluk olduğuna inanır veya kendisi için uğursuzluk getirecek şeyi bulması için başkasına (fal) baktırırsa; kim kehanette bulunur veya kendisi hakkında kehanette bulunmasını isterse ve kim büyü yapar veya büyü yaptırırsa bizden değildir. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirileni inkâr etmiş olur.»

Enes b. Mâlik -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle söylediğini işittim: «Hastalıkta bulaşıcılık yoktur. Uğursuzluk yoktur. Fe'l hoşuma gider.» "Fe'l nedir?" diye sorulduğunda: «Güzel bir sözdür.»

Zeyd b. Hâlid el-Cühenî -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Hudeybiye'de, bize geceleyin yağan yağmurun peşinden sabah namazı kıldırdı. Namazı bitirince cemaate doğru dönüp: «Rabbiniz ne buyurdu biliyor musunuz?» diye sorunca, oradakiler: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şu karşılığı verdi: «Allah şöyle buyurdu: Kullarımdan bir kısmı bana iman etmiş ve bir kısmı da inkar etmiş sabahladı. Allah'ın fazlı ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı diyen bana iman etmiş, yıldızları da inkâr etmiş olarak sabahladı. Ancak; falanca yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı diyen kimse ise beni inkâr etmiş ve yıldıza iman etmiş olarak sabahladı.»

Ukbe b. Âmir el-Cühenî -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre: Bir grup insan Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in huzuruna geldi. Bunlardan dokuz kişinin biatini kabul etti, ancak birinin biatini kabul etmedi. Bunun üzerine onlar şöyle dediler: "Ey Allah'ın Rasûlü! Dokuz kişinin biatini kabul edip bunu bıraktın mı?" Rasûlullah şöyle buyurdu: «Onun boynunda takılı bir muska var.» Elini boyun kısmından elbisesinin içine soktu ve o muskayı kopardı sonra da onun biatini de kabul etti. Sonrasında şöyle buyurdu: «Kim, temîme (muska) takarsa, Allah'a şirk (ortak) koşmuştur.»

İbni Mes'ûd -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle söylediğini işittim: « Rukye, temâim (muska) ve tivele (muhabbet muskası) şirktir.»

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bazı hanımlarından rivayet edildiğine göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Kim bir medyuma gider ve ona bir şey sorarsa; kırk gün kıldığı namazı kabul olmaz.»

İbn Ömer -radıyallahu anhuma-'dan rivayet edildiğine göre bir adamın “Kâbe’ye yemin olsun ki” dediğini duydu ve ona: “Allah’tan başkasına yemin edilmez. Çünkü ben Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğunu işittim dedi: «Kim Allah’tan başkası adına yemin ederse şüphesiz ki o kâfir olur veya müşrik olur.»

Bureyde -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Emanete yemin eden, bizden değildir.»

Ebû Mûsâ el-Eşarî -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Eş'ari kabilesinden bir grubun arasında, kendisinden binek istemek üzere, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldim. Ancak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah'a yemin ederim ki, size binek vermeyeceğim. Zaten verecek bineğim de yok» diye buyurdu. Biz, Allah'ın dilediği kadar bir müddet bekledik. Bu arada Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e üç adet beyaz alınlı deve getirildi. Biz de bunlara bindik. Ancak aramızdan bazıları: "Vallahi, bunlar bize bereket getirmeyecek. Biz, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den binek istemeye gittiğimizde o, bize binek vermeyeceğine dair yemin etmişti. Ama daha sonra bize binmemiz için bu hayvanları verdi. dediler. Ebû Musa dedi ki: Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına döndük ve ona aramızda geçen konuşmayı aktardık. Şöyle buyurdu: «Size bu binekleri ben vermedim, Allah verdi. Ben Allah'a yemin ederim ki bir hususta yemin eder ancak başka bir şeyin daha hayırlı olduğunu görürsem o zaman yeminimin kefaretini vererek hayırlı olanı işlerim.»